Tebligat, hukuki süreçlerde tarafların hak ve yükümlülükleri hakkında bilgilendirilmelerini
sağlamak amacıyla yapılan bildirimlerdir. Usulsüz tebligat ise bu bildirimlerin kanun ve
yönetmeliklere uygun şekilde yapılmadığını ifade eder.
Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik, tebliğ
işlemlerinin nasıl yapılacağına dair ayrıntılı düzenlemeler içermektedir. Bu düzenlemeler,
tebliğ işlemlerinin usulüne uygun ve doğru bir şekilde yapılmasını sağlamak amacıyla
oluşturulmuştur.
Madde 10 – Muhatap Adresinde Bulunamazsa:
Tebligat, muhatap adreste bulunamazsa aynı konutta oturan kişilere veya iş
yerinde çalışanlara yapılabilir. Bu kişilerin 18 yaşını doldurmuş olması gerekir.
Madde 21 – Muhatabın Adresinde Bulunmaması:
Muhatap adreste bulunamazsa ve tebligat yapılacak başka kimse de yoksa,
tebliğ memuru durumu bir tutanakla belgeler ve tebligat evrakını muhtara,
ihtiyar heyetine, zabıta amirine veya memuruna imza karşılığı teslim eder. Bu
durumda tebliğ memuru, evrakın bir nüshasını muhatabın kapısına yapıştırır ve
bu durumu bir tutanakla belgeler.
Madde 35 – İlanen Tebligat:
Muhatabın adresi belli değilse veya tebligat yapılamıyorsa, ilanen tebligat
yapılabilir. İlanen tebligat, gazete veya resmi ilan panolarında yayımlanır.
Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelikteki Düzenlemeler
Madde 28 – Tebliğ Evrakının Muhatap Dışındaki Kişilere Teslimi:
Tebliğ evrakı, muhatap adreste bulunamazsa, aynı konutta birlikte oturan veya
iş yerinde çalışan ve 18 yaşını doldurmuş kişilere teslim edilir. Bu kişilerin
kimlik bilgileri tebliğ mazbatasında belirtilir.
Madde 29 – Tebligatın Apartman Görevlisine Yapılması:
Muhatap adreste bulunamaz ve adreste oturan kimse de bulunamazsa, tebliğ
evrakı apartman görevlisine (kapıcıya) teslim edilebilir. Bu durumda apartman
görevlisinin kimlik bilgileri ve tebligatın teslim edildiği tarih mazbatada
belirtilir.
Madde 30 – Tebligatın Vekile Yapılması:
Muhatabın yasal vekili varsa, tebligat vekile yapılır. Vekil tebligatı almayı
reddederse, bu durum tebliğ mazbatasında belirtilir ve tebligatın yapılamadığı
kabul edilir.
Madde 31 – Tebligatın Yapılamadığı Haller:
Tebligatın yapılamadığı durumlarda tebliğ memuru, durumu bir tutanakla
belgelendirir. Bu tutanakta muhatabın adreste bulunmadığı, tebligatın
yapılabileceği başka bir kimse olmadığı veya tebligatın kabul edilmediği
belirtilir.
Madde 32 – Elektronik Tebligat:
Elektronik ortamda yapılacak tebligatlar için özel düzenlemeler mevcuttur.
Elektronik tebligat, kayıtlı elektronik posta (KEP) sistemi üzerinden yapılır ve
bu tür tebligatlar elektronik imza ile imzalanır.
Bu düzenlemeler, tebligat işlemlerinin usulüne uygun yapılmasını ve tebligatın muhataba
ulaşmasını sağlamak amacıyla detaylandırılmıştır. Tebligat işlemlerinin doğru bir şekilde
yapılması, hukuki süreçlerin sağlıklı ilerlemesi açısından büyük önem taşır. . Ne yazık ki
tebligatların birçoğu yukarıda bahsedilen kanun maddelerine aykırı bir şekilde teslim ediliyor.
Örneğin; bir tebligatın, evde bulunan 15 yaşındaki bir çocuğa yapılması, tebligatın muhatap
adreste bulunamadığı gerekçesiyle doğrudan muhtara bırakılması, ancak bu durumu belirten
tutanağın usulüne uygun düzenlenmemesi, tebligat evrakının muhtarın yanı sıra apartman
görevlisi veya benzer yetkililere bırakılmasına rağmen, muhataba bu durumun bildirilmemesi,
tebligatın muhataba ulaştırılamadığı durumlarda, tebligat evrakının doğrudan kapıya
yapıştırılması, ancak bu işlem sırasında gerekli tutanakların tutulmaması veya bildirimlerin
yapılmaması, tebligat evrakının tebligatı teslim alan kişi tarafından imzalanmaması veya eksik
imzalanması, tebligatın hiç yapılmadığı halde yapılmış gibi gösterilmesi, yani tebligat
evrakının düzenlenmemesi veya tebligat işlemlerinin fiilen gerçekleşmemesi sadece birkaç
usulsüz tebligat işleminden birkaç tanesidir. Bu durumlar muhatabın hukuki haklarını olumsuz
etkileyebileceği gibi adil yargılanma hakkının da ihlal edilmesi sonucunu doğurabilecektir.
Usulsüz tebligat hallerinde birçok farklı durum ortaya çıkmaktadır.
1. Geçersizlik: Usulsüz tebligatın yapıldığı durumlarda, tebligatın geçersiz sayılması
mümkündür. Bu da hukuki işlemin baştan itibaren geçerli olmadığı anlamına gelir.
2. Hak Kaybı: Usulsüz tebligat nedeniyle taraflardan biri, hukuki sürede gerekli
işlemleri yapamazsa hak kaybına uğrayabilir.
3. Davaların Uzaması: Usulsüz tebligat, davaların uzamasına ve yeniden tebligat
yapılması gerektiği için sürecin yavaşlamasına yol açtığı gibi taraflar için birçok hak
kaybını da beraberinde getirecektir.
4. Maddi ve Manevi Zararlar: Usulsüz tebligat nedeniyle taraflar maddi ve manevi
zarara uğrayabilir.
Usulsüz tebligat hallerinde yapılabilecek bazı işlemler şunlardır:
1. Şikâyet ve İtiraz:
Tebligatı alan kişi, tebligatın usulsüz olduğunu fark ettiğinde, bu durumu
derhal mahkemeye veya ilgili merciye bildirebilir. Usulsüz tebligat şikayetleri,
tebligatın yapıldığı tarihten itibaren belirli bir süre içinde yapılmalıdır.
İşte usulsüz tebligata karşı şikâyet ve itiraz adımları:
Dilekçe Yazma: Usulsüz tebligat durumunu detaylı bir şekilde açıklayan bir dilekçe
yazılmalıdır. Dilekçede, tebligatın usulsüz olduğu nedenler ve bu durumun hangi
kanun veya yönetmelik maddelerine aykırı olduğu belirtilmelidir.
Ekler: Tebligat evrakı, usulsüzlüğü kanıtlayan belgeler ve diğer ilgili belgeler
dilekçeye eklenmelidir.
Tebligatı Gönderen Mahkemeye veya Kuruma Başvuru: Usulsüz tebligatın yapıldığı dava
veya işlem hangi mahkeme veya kurum tarafından yürütülüyorsa, şikâyet ve itiraz dilekçesi
bu mahkeme veya kuruma sunulmalıdır.
Süreler
Şikâyet Süresi: Tebligatın usulsüz olduğunu öğrendikten sonra mümkün olan en kısa
sürede şikâyet ve itiraz başvurusunda bulunulmalıdır. Bu süre, genellikle tebligatın
öğrenilmesinden itibaren 7 gündür, ancak dava türüne ve mahkemeye göre farklılık
gösterebilir.
Sürelerin Yeniden Başlatılması: Usulsüz tebligat tespit edilirse, ilgili mahkeme veya
kurum tarafından sürenin yeniden başlatılmasına karar verilebilir.
Mahkeme İncelemesi: Şikâyet ve itiraz dilekçesi sunulduktan sonra mahkeme,
usulsüz tebligat iddialarını inceleyerek bir karar verir. Mahkeme, tebligatın usulsüz
olduğunu tespit ederse, tebligatın yeniden yapılmasına veya hukuki sürecin yeniden
başlamasına karar verebilir.
İptal ve Yeniden Tebligat: Usulsüz tebligat nedeniyle alınan kararlar iptal edilip,
tebligatın usulüne uygun şekilde yeniden yapılması sağlanabilir.
Maddi ve Manevi Tazminat: Usulsüz tebligat nedeniyle zarar gören taraflar, maddi
ve manevi zararlarının tazmini için tazminat davası açabilirler. Bu davada, usulsüz
tebligat nedeniyle uğranılan zararlar kanıtlanmalıdır.
Mahkeme veya ilgili merci, usulsüz tebligat yapıldığını tespit ederse, tebligatın
düzeltilmesini ve yeniden yapılmasını isteyebilir. Bu durumda, tebligatın
usulüne uygun bir şekilde yeniden yapılması sağlanır.
Usulsüz tebligat nedeniyle hak kaybına uğrayan taraf, bu durumu mahkemeye
bildirebilir ve dava süreçlerinin yeniden görülmesini talep edebilir. Mahkeme,
usulsüz tebligat nedeniyle alınan kararları iptal edebilir ve davanın yeniden
görülmesini sağlayabilir.
4.Sürelere İlişkin Hakların Korunması:
Usulsüz tebligat nedeniyle hak kaybı yaşayan taraflar, sürelere ilişkin haklarını
koruyabilmek için usulsüz tebligatı bildirdikleri takdirde, mahkeme veya ilgili
merciler sürelerin yeniden başlamasına karar verebilir.
5. Tazminat Talebi:
Usulsüz tebligat nedeniyle maddi veya manevi zarara uğrayan taraflar, bu
zararların tazmini için tazminat davası açabilirler. Mahkemeler, usulsüz
tebligat nedeniyle ortaya çıkan zararları tazmin edebilir.
Bu işlemler, tebligatın usulüne uygun yapılmaması durumunda tarafların haklarını koruma
amacı taşır. Usulsüz tebligatın önlenmesi için tebligatın dikkatle yapılması ve yasal
prosedürlere uygun hareket edilmesi önemlidir. İşbu sebeplerle tebligat muhatabının yukarıda
anlatılan hususlara dikkat etmesi hukuki yararlarına olacaktır.
Avukat Nezaket Aylin Turan, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezuniyetinin ardından, İstanbul Barosu’na bağlı olarak serbest avukatlık kariyerine adım atmıştır. İstanbul’da serbest avukatlık yapmaya devam eden Turan, aile hukuku, özel hukuk ve kamu hukuku gibi çeşitli alanlarda müvekkil ve danışanlarına hukuki hizmetler sunmaktadır. Meslek içi eğitimlerle kendini sürekli geliştiren Turan, İstanbul Barosu’nun Kat Mülkiyeti Hukuku Komisyonu ve Tüketici Hakları ve Rekabet Hukuku Merkezi’nde de aktif rol almaktadır. Ayrıca, yabancılar hukuku alanında da deneyim sahibidir.