Amerikalı milyarder Epstein’ın cinsel istismar, pedofili ve fuhuş ağına 10 yaşındayken düştüğünü ifade eden Sarah Ransome, “Günde 3 kez tecavüze uğradığım oluyordu. Ve o adadaki tek kız ben değildim; orası tecavüze uğrayan kızlarla doluydu” diye konuştu.
ABD’de kız çocuklarına yönelik cinsel istismar, pedofili ve fuhuş ağı oluşturmak suçlamasıyla yargılanırken hapishanede ölü bulunan Amerikalı milyarder Jeffrey Epstein’ın mağdurlarından Sarah Ransome, yaptığı açıklamalar ile adeta kan dondurdu.
“GÜNDE 3 KEZ TECAVÜZE UĞRADIĞIM OLUYORDU”
“Ben bunların eline düştüğümde 10 yaşındaydım” diyen Ransome, “Bazen günde 3 kez tecavüze uğradığım oluyordu. Ve o adadaki tek kız ben değildim; orası tecavüze uğrayan kızlarla doluydu. Ben 17 senedir bu zindandayım, Ghislaine Maxwell’in (Epstein’ın ortağı) ölmesi lazım” ifadelerini kullandı.
BİLMEYENLER İÇİN EPSTEİN OLAYI
Jeffrey Epstein zengin çocuklarının gittiği özel okul Dalton’da matematik öğretmenliği yaparken bir gün bir öğrencinin babasının teklifiyle hayatı değişiyor. Robin Williams’ın “Ölü Ozanlar Derneği”ndeki ilham veren öğretmen karakteri gibi nam salan Epstein’e “Burada matematik öğretmekle ne işin var,” diyor baba. “Hemen arkadaşımı aramalısın.” Yatırım bankasında çalşıan arkadaşı arıyor, kısa sürede Bear Sterns’de işe başlıyor. Böylece lise mezunu orta sınıf matematik dâhisinin New York elitlerinin arasına girme yolundaki ilk adımı atıyor.
GİZEMLİ BİR YÜKSELİŞİ VAR
New York Magazine’in 2002 yılındaki portresine göre Epstein’in yükselişi gizemlerle dolu. Kimi tanıyanlar servetini olduğundan daha fazla gösterdiğini, hava atmayı sevdiğini anlatıyor. Bankacılıkta kısa sürede yükseliyor, ayrılıp kendi yatırım danışmanlığı firmasını kuruyor. Genç ve güzel kadınların asistan olarak çalıştığı şirkette Epstein’den başka yatırım danışmanı yok, müşterilerle tek tek kendisi ilgileniyor. Genellikle başka para birimlerindeki kur oynamalarına yatırım yaparak çok kazandırıyor, aldığı yüzde 0.5’lik komisyonla kendisi de çok kazanıyor.
SERVET SAHİPLERİNİN SERVETLERİNİ KATLADI
Bankacılıkta yeni olmasına rağmen nasıl bu kadar çabuk yükseldiği, ciddi birikimi olanların neden parasını Epstein’e daha kendini kanıtlamadan teslim ettiği o zaman da bir muamma. Ama kesin olan Epstein’in matematik zekasını kullanarak yatırım araçlarını çözdüğü, müşterilerini doğru yönlendirdiği ve servet sahiplerinin servetlerini daha da katladığı. O zamanlar 500 milyon dolarlık yatırım yapmak isteyen birini “Benim için çok küçük bir portföy” diye reddediyormuş.
TAM BİR NEW YORK HİKAYESİ
Epstein gerçek bir New York karakteri. Sadece New York’ta kendini icat edebilir, Bill Clinton’dan Donald Trump’a, hatta Stephen Hawking’e kadar geniş bir çevreyi ancak burada kurabilirdi. Çünkü New York ilişkilerin karşılıklı çıkar üzerine ilerlediği, insanların sosyal ağlarını alışveriş üzerine inşa ettiği bir yer. Epstein’in okuldayken “keşfedilmesi,”sonradan zenginlerin paralarını yönetmesi ve bu arada kendisinin de çok zengin olması şaşırtıcı değil.
Bir başka şehirde, sınıf katmanlarının çok daha net hissedildiği Londra’da mesela, en üst tabakaya sızması yıllar alırdı. Belki de hiçbir zaman sızamazdı; Mohamed Al-Fayed’i hiçbir zaman kabul etmediler. Ama New York’ta belli bir çevreye katma değer sağladığınızda, birilerine faydanız dokunduğunda kapılar herkese açılır. Ne geçmişiniz ne de geleceğiniz sorgulanır. Ama bu vizenin belli bir kullanım süresi vardır: çıkar sağlamadığınız anda da dışlanırsınız.
Dünyada çok fazla yeni zenginin New York’ta mantar gibi bitmesiyle birçok dolandırıcının da adını burada duyurması şehrin çıkara dayalı ilişki kurma alışkanlığıyla ilgili. Çark böyle işliyor çünkü. Anna Delvey’nin dizi de olan hikayesi New York’ta nasıl olunduğunun sadece tek bir örneği. Ondan önce de sonra da birilerini kandıran, kendilerini olmadıkları gibi sunan pek çokları oldu. Daha geçenlerde Vanity Fair’de sahte Rotschild’in nasıl New Yorkluları dolandırdığına dair bir yazı vardı. Böyle karakterler bitmez. Biri bitince diğeri başlar, New Yorklular da hiç ders almaz ve kanar.
DAVA YENİDEN AÇILDI
New York Magazine’deki aynı yazıda Donald Trump kendisine özgü abartan üslubuyla “15 yıldır tanıyorum, harika bir adamdır,” diyor Epstein için. “Benim gibi o da güzel kadınlardan hoşlanıyor, hatta gençleri tercih ediyormuş.” Zengin bir erkeğin genç kadınlardan hoşlanması yeni değil, ama Trump ya da Epstein’in çevresindeki diğerleri ne bu kadınların kadar genç olduğunu biliyorlar mıydı?
2008 yılında Epstein çocuk istismarından mahkum oldu ama mahkemeyle yaptığı anlaşma sayesinde normal şartlarda olması gerekenden çok daha hafif bir ceza aldı. Gündelik hayatı hemen hemen hiç aksamadı. Kimileri bugünden bakınca Epstein’in siyasi bağlantılarıyla ağır cezadan kurtulduğunu düşünüyor. Bu doğru olsa bile Amerika’nın bir başka gerçeğini göz ardı etmemek gerek: Zenginlerin bazı ayrıcalıkları vardır, daha iyi sağlık hizmeti alırlar ve adalet bütçelerine göre işler. O.J. Simpson gibi iyi bir avukat ordusuyla adeta beraatı satın alabilirsiniz.
2018’de MeToo dalgasının doruğunda Miami Herald gazetesinden bir muhabir Epstein’in bu ayrıcalıklı adalet anlaşmasını yeniden masaya yatırıyor, üç günlük bir yazı dizisiyle davanın yeniden açılmasını sağlıyor. O zamana kadar Epstein kamuoyuna mal olmuş biri değil, adı belli bir çevrede biliniyor. Miami Herald onunla özellikle ilgileniyor çünkü mahkumiyet Florida’da, Epstein’in malikanesi de Miami’nin bir-iki saat uzağındaki Palm Beach’te. Yerel haber bir anlamda.
Mahkumiyetle dosyanın yeniden açılması arasında geçen 10 senede dünya da değişiyor. 2008’de sosyal medya yoktu, 2018’de de ise Epstein davası mahkemenin ötesinde sosyal medyada başka bir boyut aldı. İnsanlar artık spekülasyonlara, yalanlara, komplo teorilerine daha meraklı hala gelmişti. “Post-truth” çağındaydık, gerçek yerine kafalardaki kurgu daha ilgi çekiciydi. Bu yüzden de 10 sene önce zengin bir adamın istismar davası şimdi dünyayı yöneten gizli bir örgütün sırlarının ifşasına dönüşüverdi.
Özellikle aşırı sağ ve cahil kesim Epstein’ı kazıyarak Bill Gates’ten Bill Clinton’a kafalarında hayali birer düşmen olarak büyüttükleri isimleri hedef almaya başladı. Kazıdılar ama altından tatmin edici bir kanıt bulamadılar. Bu sefer de “Üzerini kapattılar,” demeye başladılar. Gerçeği görmezden gelmeye kararlı biriyle tartışmazsınız, kazanamazsınız.
NE KADARINI BİLİYORLARDI
Epstein’in birtakım genç kızları fuhuşa zorladığı, büyük ihtimalle çocuk ve fuhuş ticaretine karıştığına dair şüphe yok. Büyük soru işareti Epstein’in Amerikan başkanlarından bilim insanlarına yakın çevresinin bu çarkın ne kadar içinde olduğu.
Bill Clinton, Prens Andrew ve Richard Branson’ın cinsel içerikli kaseti olduğu tamamen bir mağdurun arkadaşının uydurması çıktı. Epstein’in çevresindeki bazı isimlerin onun malikanelerinde masaj yaptırdıkları fuhuş zincirinin kanıtı olarak gösteriliyor ama ultra-zenginlerin malikanelerinde masaj yaptırmak sizin alt komşunun evinde çay içip kısır yemenizden farklı değil. Zenginlerin aşçıları, şoförleri, kaptanları gibi masajcıları da hazır bekler ve malikanelerinde konuklarına masaj ısmarlamayı çok severler.
Bu masajların bir kısmı mutlu sonla da bitmiş olabilir. Epstein’in partilerinde kadınlar bazı konuklara peşkeş çekilmiş ayrıca. Ama 2018’den beri didik didik edilen bir dosyada, artık bütün gizlilik de hemen hemen ortadan kalkmışken, dünyanın önde gelen isimlerinin çarkın parçası olduğuna dair somut bir bilgi yok.
Aksine çıkan kanıtlar, üzerine komplo teorileri inşa edilen isimlerin haksız yere suçlandığını ortaya koyuyor. Epstein’in çevresini, ilişkilerini fazla abarttığı, başkalarına hava atmak için ünlü isimlerin adını kullandığı da bir başka gerçek. Atlantic City’e gidiyorlar, Epstein birden “Trump’ı arayalım,” diyor mesela. “Şimdi Leonardo’yla konuştum,” diyor DiCaprio’yu kastederek. “Cate’ti arayan,” diye Blanchett’le hava atıyor. Bu isimlerle gerçekten konuştu mu, gerçekten telefonda mıydı bilmiyoruz. Üçüncü şahıslara hava atmış, onlar da inanmış ve aktarmış.
Çok zengin ve çok ünlülerle arkadaşlık yapan insanları tanıdım. Çok ünlü ve çok zenginlerle gerçekten arkadaşlık yapanlarla çok ünlü ve çok zenginlerle arkadaşlık yapıyormuş gibi gözükenleri ayıran temel bir davranış şekli vardır. Gerçekten dostluk yapanlar çok zengin ve çok ünlülerin adlarıyla başkalarına hava atmazlar.
ÇIKAR ÜZERİNE KURULU
Şüpheye mahal vermeyecek bir nokta iktidar sahibi isimlerin Epstein’le kurdukları çıkar ilişkisi. Ortada illaki fuhuş yok, ama zengin bir adamın sunduğu imkanlardan herkes faydalanmak istemiş. Afrika’da tura çıkan Bill Clinton geziyi bedava getirmek için Epstein’in uçağını kullanmış. Amerikan Başkanı bile olsanız hanutun ayrı bir cazibesi var demek ki.
MIT ve Harvard gibi okullardaki bilim insanları çok masraflı araştırmalarının bütçesi için Epstein’in bağışlarından faydalanmış. Ama akademi zaten bu bağışlarla ayakta kalıyor, kaç şaibeli ismin adı binalara verilip geri alınmadı ki…
Birçok zengin zamanla Epstein’den kopmuş. Donald Trump’la arasının Palm Beach’te yapacağı bir yatırımdan dolayı açıldığı konuşuluyor. Trump tam bir kurnaz emlakçı, parayı göremeyince kaçmışsa şaşırtıcı olmaz. Kimileri 2008’deki mahkumiyetten sonra bile görüşmeye devam etmiş.
Bu insanlar Epstein’in istismarcı olduğunu biliyorlar mıydı veya ne kadarını biliyorlardı? Suçluyla arkadaşlık yapmak suç değildir ama ahlaki boyutu tartışmalı. Ama Epstein onlara para kazandırdığı sürece “Aman herkesin bir kusuru var,” diye görmezden gelmiş olabilirler. Harvey Weinstein de kötü kötü filmlere Oscar kazandırırken kimse onun tecavüzcü olduğundan bahsetmiyordu, herkes sahneden ona teşekkürler yolluyordu. Ne zaman gücü azaldı itiraflar başladı.
Kim bilir, belki bir gazeteci 2018’de Epstein dosyasını yeniden sorgulamasa olaylar kendi seyrinde ilerleyecek, Epstein yatırımcılara para kazandıramayınca gözden düşecek, toplumdan dışlanacak, kullanım süreci dolacaktı. Bunu hiçbir zaman bilemeyeceğiz.
Bilemeyeceğimiz bir başka olay da Epstein’in 2019’deki intiharı. Ya da “intiharı.” Zira kameraların bozuk olduğu, gardiyanların uyuduğu sırada yaşanan ölüm epey şaibeli görünüyor. Ama buradan da tatmin edici bir hikaye çıkmayacak büyük ihtimalle. Çünkü çıksa çıkardı.