Konya’da 5 yıl önce yanlış adrese girip Necla ve Metin Büyükşen çiftini silahla vurarak öldüren sanıklarla ilgili yeni gelişme yaşandı. Olayın azmettiricileri Esra Taş ve Abdullah Başdemir ile cinayeti işleyen Ertuğrul Çelik’e verilen 2’şer kez müebbet hapis cezası onandı.
Konya‘da 5 yıl önce yanlış adrese girilip Necla (54) ve Metin (55) Büyükşen çiftinin öldürülmesiyle ilgili davada, azmettiriciler Esra Taş (28) ve sevgilisi Abdullah Başdemir (47) ile cinayeti işleyen Ertuğrul Çelik’e yerel mahkeme tarafından verilen 2’şer kez müebbet hapis cezası, Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi tarafından onandı.
KAPISI AÇIK OLAN EVE GİRİP BÜYÜKŞEN ÇİFTİNİ ÖLDÜRDÜ
Olay, 3 Eylül 2018’de saat 22.00 sıralarında, Karatay ilçesi İsmil Mahallesi’nde yaşandı. Kar maskeli kişi, kapısı açık olan eve girip, emekli memur Metin Büyükşen ile eşi Necla Büyükşen’e ateş ederek öldürdü. Olayla ilgili dava, Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi tarafından da sonuçlandı.
Metin-Necla Büyükşen
2’ŞER KEZ MÜEBBET HAPİS CEZASI ONANDI
Bölge Adliye Mahkemesi, 5 Mayıs günü 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından cinayeti işleyen Ertuğrul Çelik ile azmettiren Esra Taş ve sevgilisi Abdullah Başdemir, Büyükşen çiftinin öldürülmesi nedeniyle 2’şer kez müebbet hapis, konut dokunulmazlığını ihlal etmek suçlarından da 4’er yıl hapis cezasını onadı. Ayrıca, saldırı sırasında Büşra Büyükşen’i yaraladığı için de Ertuğrul Çelik’e verilen 9 ay hapis cezası ile yardım eden tutuksuz sanık Zekeriya Okşen için ise delil yetersizliğinden verilen beraat kararlarını da onadı.
SEVGİLİSİNİN ANNE VE BABASINI ÖLDÜRTMEK İÇİN ADAM TUTTU
Ceza Dairesi’nin verdiği kararda, Esra Taş’ın, sevgilisi Hüseyin Kalınkayış’tan ayrılmalarından Kalınkayış’ın anne ve babasını sorumluğu tuttuğu belirtilerek, onların ölmesini istediği, bu isteğini Abdullah Başdemir’e ilettiği, Abdullah Başdemir’in de bu isteği kabul ettiğine yer verildi. Ayrıca kararda, Abdullah Başdemir’in uzun yıllardır tanıdığı Ertuğrul Çelik’i, Hüseyin’in annesi Muradiye ve babası Mustafa’yı öldürmesi için azmettirdiği, Esra’nın diğer sanık Zekeriya Okşen’den, Hüseyin Kalınkayış’ın adresini öğrenerek Abdullah Başdemir’e ilettiği belirtildi.
KATİL ADRESİ KARIŞTIRDI
Ertuğrul Çelik’in de Abdullah Başdemir’den aldığı tarifle İsmil Mahallesi’ne Muradiye ve Mustafa Kalınkayış’ı öldürmek amacıyla gittiği adresi karıştırıp Metin ve Necla Büyükşen ile kızları Fatma Büşra Büyükşen’in oturduğu eve, ellerinde siyah eldiven, yüzünde kar maskesi olacak şekilde girip tüfekle bir el ateş ederek Metin Büyükşen’i öldürdüğü, akabinde tüfeğin tutukluluk yapması nedeniyle evin giriş bölümüne yöneldiği, daha sonra Necla Büyükşen’e tüfekle ateş ederek öldürdüğü, Fatma Büşra Büyükşen’e tüfeğin dipçik kısmıyla vurarak yaraladığı anlatıldı.
“SEN ASLANSIN YAPARSIN”
Ertuğrul Çelik’in savunmasında saat 22.50 sıralarına kadar evinden hiçbir yere ayrılmadığı, Abdullah’ın yanına gelerek Apa Barajı’na gitmelerinin söz konusu olmadığı yönündeki ifadelerinin cezadan kurtulmaya yönelik olduğu ifade edilirken, ayrıca sanık Abdullah Başdemir’in, sanık Esra Taş’a hitaben “Artık seni tehdit edemezler adamlarımı gönderdim. İçin rahat olsun ben onları öldürttüm.” şeklinde sözler söylediği, sanık Esra Taş’ın da “Sen aslansın yaparsın” dediği şeklinde beyanlarda bulunduğu kaydedildi.
“RAHAT OL O İŞİ HALLETTİM”
Kararda ayrıca Hatice’nin sanıklara iftirada bulunmasını gerektirir bir neden olmadığı, sanık Esra’nın Cumhuriyet Savcılığında alınan savunmasında Zekeriya Okşen’den Hüseyin’in babasının evinin adresini istediğini, sanık Zekeriya’nın evi tarif ettiğini, bu adresi sanık Abdullah ile paylaştığını, saat 20.00’den 1-2 saat sonra sanık Abdullah’ın sırtını sıvazlayarak “Sen rahat ol ben o işi hallettim, ben öldürttüm bu saate kadar sahipsizmişsin bundan sonra ben varım” dediğini, kendisinin de “Sen aslansın yaparsın” şeklinde sorguda alınan ifadeleri dikkate alındığında ilk derece mahkemesinin suçların sübutuna yönelik kabulünün yerinde olduğu’ ifadelerine yer verildi.
Olay sırasında yaralı olarak kurtulan çiftin kızları Büşra Büyükşen’in de, Ertuğrul Çelik’i, kesin olarak teşhis ettiği, yargılama aşamasında da bu teşhisleri doğruladığı ve teşhisinden kesin ve net olarak emin olduğunu belirttiği ve iftirada bulunması için bir neden olmadığına kanaat getirildiğini belirtildi.